DOLAR 39,6113 -0.04%
EURO 46,0664 0.24%
ALTIN 4.231,74-1,37
BITCOIN 41814962.28252%
İstanbul
31°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

  • Menü
  • Menü
  • Menü
  • Menü
  • Menü
  • Menü
  • Menü
50fifty

50fifty

24 Haziran 2025 Salı

ASUMAN DABAK’A AMERİKA’DAN MİZAH VE EĞLENCEDE ÜSTÜN BAŞARI ONUR BELGESİ

ASUMAN DABAK’A AMERİKA’DAN MİZAH VE EĞLENCEDE ÜSTÜN BAŞARI ONUR BELGESİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan Nasrettin Hoca Foundation U.S.A., mizah ve sanat alanındaki üstün başarılarıyla tanınan oyuncu Asuman Dabak’ı onurlandırdı. Vakfın kurucuları Ülkü Gözen Stewart ve James Oğuz Stewart, başarılı oyuncuyu özel olarak Amerika’ya davet ederek kendisine “Eğlence ve Mizah Üstün Başarı Onur Belgesi” takdim etti.

Vakfın adına yapılan törende konuşan Stewart çifti, Asuman Dabak’ın bu belgeyi duruşu, kariyerindeki başarısı ve yeteneğiyle hak ettiğini vurguladı. İnsanları güldürme konusundaki doğuştan gelen yeteneği ve sahnedeki etkileyici performanslarıyla takdir toplayan Dabak’ın, sanatında yakaladığı yüksek standart ve doğallıkla büyük bir etki yarattığı ifade edildi.

Ülkü Gözen Stewart ve Oğuz James Stewart yaptıkları açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Asuman Dabak’ın sahip olduğu olağanüstü yetenek, keskin zekâ ve eğlendirirken düşündürebilme kabiliyeti, Nasrettin Hoca’nın zamana meydan okuyan bilgelik anlayışını adeta günümüze taşımaktadır. Sanatındaki özgünlük; mizahı derinlikle, kahkahayı anlamla, doğallığı ise sezgiyle harmanlayarak hem zihne hem de kalbe dokunan bir anlatıya dönüştürmüştür. Sahne, perde ve izleyici gönlünde bıraktığınız unutulmaz izlerle; zeki sezgileriniz, kültürel zenginliğiniz ve kalıcı zarafetinizle, günümüz sanatına yön veren güçlü bir ses oldunuz.”

Nasrettin Hoca Vakfı – ABD, mizahın, hikmetin ve hakikatin ruhunu yaşatma biçiminden ötürü Asuman Dabak’a en derin şükranlarını sunduğunu belirterek, bu onur belgesini takdim etmekten büyük mutluluk duyduklarını açıkladı.

Asuman Dabak, aldığı bu özel ödülle bir kez daha sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da mizah ve sanat dünyasına kattığı değeri kanıtlamış oldu.

​​​​​​​

Devamını Oku

FIMBA’da Türk Rüzgarı: Erkek Basketbol Takımımız ve Banu Karadağlı Tarih Yazıyor!

FIMBA’da Türk Rüzgarı: Erkek Basketbol Takımımız ve Banu Karadağlı Tarih Yazıyor!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İsviçre / Ticino – 24 Haziran 2025

Uluslararası Maxi Basketbol Federasyonu (FIMBA) tarafından düzenlenen ve bu yıl 17.’si gerçekleştirilecek olan Dünya Şampiyonası, 27 Haziran – 6 Temmuz 2025 tarihleri arasında İsviçre’nin Ticino kentinde gerçekleştirilecek. Türkiye, bu dev organizasyonda tarihi bir ilke imza atarak erkek basketbol takımıyla ilk kez yer alacak.

İlk Türk Erkek Takımı Dünya Sahnesinde

Türkiye adına şampiyonaya katılan ilk erkek takımı olma özelliği taşıyan milli ekibimiz, uluslararası arenada boy gösterecek olmanın heyecanını yaşıyor. Takımın kaptanlığını üstlenen Cem Çıtlak, saha içindeki liderliği ve disiplinli oyun anlayışıyla öne çıkıyor. Takımın motivasyonu yüksek, hedefi ise net: Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek.

Banu Karadağlı’dan Tarihi Başantrenörlük

Milli takımın başantrenörlük görevini bu yıl ilk kez üstlenen Banu Karadağlı, yalnızca sporcuların bireysel yeteneklerine değil, aynı zamanda takım kimyasına uyumlarına da büyük önem veriyor. Kadro planlamasında stratejik bir yaklaşım benimseyen Karadağlı, detaylara verdiği önem ve teknik vizyonuyla dikkat çekiyor. Bu görev, Türk kadın antrenörlüğü açısından da önemli bir kilometre taşı niteliğinde.

Sırbistan ve Arjantin ile Zorlu Mücadele

Turnuvadaki ilk sınavını Sırbistan karşısında verecek olan milliler, ikinci maçta ise dünya basketbolunun güçlü temsilcilerinden Arjantin ile karşılaşacak. Zorlu fikstür göz önüne alındığında, teknik kadronun hazırlığı ve oyuncuların sahaya koyacağı mücadele azmi büyük önem taşıyor.

Takım Ruhu Zirvede

Cem Çıtlak’ın kaptanlığında güçlü bir takım ruhuyla sahaya çıkacak olan milli takım, disiplinli çalışma, yüksek iletişim ve ortak hedef bilinciyle öne çıkıyor. Teknik ekip ve oyuncular, başantrenör Karadağlı’nın liderliğinde fiziksel ve mental olarak bu büyük turnuvaya hazır.


Türk sporunun uluslararası alandaki bu güçlü temsiliyeti, yalnızca bugünü değil, gelecekteki başarıları da müjdeliyor. Şampiyonada mücadele edecek tüm oyuncularımıza ve teknik ekibe yürekten başarılar diliyoruz.

​​​​​​​

Devamını Oku

Gönül Verip Gönül Aldığı Kaligrafi Sanatıyla Fatma Çiçek Geyik Gönüllere Taht Kuruyor

Gönül Verip Gönül Aldığı Kaligrafi Sanatıyla Fatma Çiçek Geyik Gönüllere Taht Kuruyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Spot:
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde gerçekleşen “Kalem 404: Duygu Bulunamadı mı?” adlı kaligrafi atölyesi, Mutfak.93 organizasyonu ve sanatçı Fatma Çiçek Geyik’in rehberliğinde yoğun ilgiyle tamamlandı.

Haber:
İstanbul, 5 Mayıs 2025 – Mutfak.93 tarafından düzenlenen ve usta kaligrafi sanatçısı Fatma Çiçek Geyik liderliğindeki “Kalem 404: Duygu Bulunamadı mı?” isimli kaligrafi atölyesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi ev sahipliğinde başarıyla gerçekleştirildi.

Katılımcıların yazı sanatına hem teknik hem de duygusal açıdan yoğunlaştığı etkinlik, kaligrafinin yalnızca estetik değil aynı zamanda ifade gücü yüksek bir sanat dalı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Atölye süresince gerçekleştirilen oturumlarda:

  • Kaligrafi tarihçesi ve temel teknikler aktarıldı.

  • Yazının felsefi ve estetik yönleri üzerine interaktif söyleşiler düzenlendi.

  • Dijital çağın soğuk ifadesi “Duygu bulunamadı” hatası, sanatsal bir metafor olarak ele alındı.

  • Uygulamalı çalışmalarda katılımcılar, duygu ve düşüncelerini harflere dönüştürerek kendi eserlerini oluşturdu.

Atölyenin açılış konuşmasını yapan Fatma Çiçek Geyik, yazı ve duygunun bütünlüğüne dikkat çekerek, “Sanatçı gönül verip gönül aldığı kaligrafi sanatının ardında bıraktığı tebessüm dolu anların en büyük sermayesidir,” ifadeleriyle atölyenin ruhunu özetledi.

Mutfak.93’ün kurucusu ve organizasyon sorumlusu Adem Çinkılıç ise kaligrafinin kültürel üretimle kurduğu bağa dikkat çekti:
“Gastronomiden sanata uzanan bu yolculuk, insan üretiminin her alanının bir mutfak olduğu farkındalığını pekiştiriyor. Bu atölye ile yazıda ve duyguda kaybolan unsurları tekrar keşfetmeyi amaçladık.”

Etkinlik sonunda katılımcılara kaligrafi sertifikaları verildi ve kişisel isimlikler hediye edildi. “Kalem 404: Duygu Bulunamadı mı?” atölyesi, Mutfak.93’ün sanatsal ve kültürel etkinlik portföyüne anlamlı bir katkı olarak kayda geçti.

​​​​​​​

Devamını Oku

Ünlü İsimler Dil Çorbası İçin Bir Araya Geldi

Ünlü İsimler Dil Çorbası İçin Bir Araya Geldi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Köroğlu İşkembecisi’nde Geleneksel Lezzet Rüzgârı

Ankara – Geleneksel Türk mutfağının özel tatlarından biri olan “dil çorbası”, ünlü isimleri aynı sofrada buluşturdu. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, sanatçı Safiye Soyman, Faik Öztürk ve model Didem Taslan, Köroğlu İşkembecisi’nin Çukurambar şubesinde bir araya gelerek meşhur dana dilinden yapılan bu lezzeti tattı.

Türkiye’de dil çorbasını menüsüne ilk kez katan işletme olan Köroğlu İşkembecisi, bu özel lezzeti bir kez daha gündeme taşıdı. İşletme sahibi Orbay Demir, çorbanın yalnızca damaklarda bıraktığı tatla değil, sağlığa sunduğu katkılarla da öne çıktığını vurguladı.

“Dana dili çorbası, yüksek oranda kolajen içerdiği için ciltte genç ve canlı bir görünüm sağlar. Ayrıca mide ve bağırsak sağlığını destekleyerek kabızlığı önler. Hücre yenilenmesini hızlandırdığı için ölü hücrelerin atılmasına yardımcı olur,” diyen Demir, bağışıklık sistemini güçlendiren ve hücre kaynaklı tümör gibi ciddi hastalıklara karşı koruyucu etkiler sağlayan bu çorbanın giderek daha fazla ilgi gördüğünü belirtti.

Orbay Demir ayrıca, Tamer Karadağlı’nın uzun süredir mekânın müdavimi olduğunu dile getirerek, “Tamer Bey lezzetimize ve özellikle sağlık yönünden faydaları olan dil çorbamıza büyük ilgi gösteriyor. Birçok ünlü isim de sağlık için çorbalarımızı tatmaya geliyor,” ifadelerini kullandı.

Geleneksel tatlara olan ilginin giderek arttığı günümüzde, Köroğlu İşkembecisi hem mutfağımızın köklü lezzetlerini yaşatıyor hem de bu lezzetlerin sağlık yönünden değerine dikkat çekiyor.

​​​​​​​

Devamını Oku

GELECEĞE TAKILMADAN, SAHNEDE KENDİNİ BULAN GENÇ BİR SANATÇI: SEVANNA

GELECEĞE TAKILMADAN, SAHNEDE KENDİNİ BULAN GENÇ BİR SANATÇI: SEVANNA
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Genç yaşına rağmen kendine has duruşu ve sahne enerjisiyle dikkat çeken Sevanna, sanata bakışını ve yaşam felsefesini içten bir şekilde anlattı. Geçmişe takılı kalmadan, geleceğin kaygılarını taşımadan “anı yaşamak” mottosunu benimseyen Sevanna, sanatla olan yolculuğunu, kendi ifadesiyle “ilgi odağı olma hali” ile keşfettiğini söylüyor.

“Gittiğim her yerde insanların bana bakışını fark ettim. Bu ilgiyi önce garipsedim, sonra ben de sahneye çıkıp resim yapmaya başladım. Zamanla daha geniş kitlelere hitap etmem gerektiğini anladım,” diyen Sevanna, sanatın yalnızca estetik değil aynı zamanda ruhsal bir şifa kaynağı olduğunu savunuyor.

“Pozitif enerji, ağır hasta bir insanı bile ayağa kaldırabilir” diyen sanatçı, sektörün gücüne olan inancını ise şu sözlerle açıklıyor: “Bu sektör çok güçlü. İşinizi doğru yaparsanız insanlara faydası olur, hayatınıza renk katar, zevklerinizi şekillendirir, depresyonunuzu giderir.”

Sevanna’ya göre, sağlıklı sevgiye ulaşmanın temelinde özgüven, bireysellik ve içtenlik var:
“Bağımsız, kendine güvenen ve sevgiye ilgi duyan biri olmalısınız. Aksi halde en doğru aşk bile sizi istismar edebilir. Bu yüzden önce kariyer, sonra sağlıklı aşk gelir.”

Kariyerinde rekabet değil, değer odaklı bir yolculuğu benimsediğini belirten sanatçı, “Kimseyle rekabet etmiyorum, sadece kendim oluyorum. Prensiplerime ihanet etmem, kimsenin ayağına basmam, yalan söylemem,” diyerek çizgisinden şaşmayacağını vurguluyor.

Hayatındaki kararları yalnızca kendisinin verdiğini ifade eden Sevanna, bu konuda net:
“Kararları kendim veririm. Eğer ailem bu güce sahip olsaydı, şu anda kırmızı halıda değil, evdeki halıları süpürüyor olurdum,” diyor gülerek.

İçinden gelmeyen hiçbir şeyi yapmadığını dile getiren Sevanna, sanatın bireysellik gerektirdiğini savunuyor:
“Birisi gibi olmaya çalışırsanız kendinizi kaybedersiniz. Bazen bana Shakira ya da Rihanna’yı taklit ettiğimi söylüyorlar. Bu doğru değil. Belki onlara olan sevgimiz eserlerimize yansıyordur. Ama ben sadece içimdekileri ekibimin yarattığı görsel dünyayla birleştiriyorum.”

Ailesinin desteğini ilk kez sahnede hissettiğini söyleyen Sevanna, bu anı şöyle anlatıyor:
“DREAMFEST Müzik Festivali’nde ilk kez sahneye çıktığımda ailem seyirciler arasındaydı. O zamana kadar beni ciddiye almıyorlardı. İlk kez orada desteklerini tam olarak hissettim.”

Tüm bu süreçte onu hem eleştiren hem de destekleyen ekibi olduğunu belirten Sevanna, kendi yönlerini hâlâ keşfetme aşamasında olduğunu ifade ediyor:
“Hayatı sadece bugün için yaşıyorum. İyi ya da kötü yanlarımın ne olduğunu bile bilmiyorum.”

Sanatın ve medyanın geçiciliğiyle ilgili ise dikkat çeken bir yorumda bulunuyor:
“Hayat değişir, her şey geçerliliğini kaybeder. Ama dergi dediğimiz şey hâlâ bir üslup taşıyıcısıdır. Kimse bu statüyü elinden almadı. Bunun korunması için özenle oluşturulması gerekiyor.”

Sevanna, yalnızca bir sanatçı değil; aynı zamanda yaşama karşı net duruşu olan genç bir kadın olarak ilham vermeye devam ediyor.


Devamını Oku