DOLAR 39,6808 0.18%
EURO 45,7652 0.16%
ALTIN 4.282,91-0,18
BITCOIN 42054001.40284%
İstanbul
24°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

  • Menü
  • Menü
  • Menü
  • Menü
  • Menü
  • Menü
  • Menü
50fifty

50fifty

20 Haziran 2025 Cuma

Kiraz Festivali’ne Roman Dansı, Kiraz Deseni ve Gülben Enerjisi Damga Vurdu!

Kiraz Festivali’ne Roman Dansı, Kiraz Deseni ve Gülben Enerjisi Damga Vurdu!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kiraz Festivali Gülben Ergen’le Final Yaptı.

Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde bu yıl 59’uncusu düzenlenen Uluslararası Kiraz Festivali, muhteşem bir finalle sona erdi. Festivalin kapanış konserinde sahne alan Gülben Ergen, performansıyla izleyenleri büyüledi.

Festivale özel olarak Gülşah Saraçoğlu tasarımı kiraz desenli elbisesiyle sahneye çıkan Ergen, dillerden düşmeyen hit şarkılarını on binlerce hayranıyla birlikte söyledi. Konser alanını hınca hınç dolduran kalabalığın enerjisiyle sahneden inerek seyircilerle buluşan sanatçı, hayranlarıyla bol bol fotoğraf çektirdi.

Sahne performansına sürpriz bir Roman dansı yarışması da ekleyen Gülben Ergen, izleyicileri sahneye davet ederek renkli ve eğlenceli anlara imza attı. Ergen, samimiyeti, enerjisi ve sahne şovuyla festival, katılımcılardan tam not aldı.

Devamını Oku

SİMGE ROPORTAJI

SİMGE ROPORTAJI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yargılamıyor, kategorize etmiyor, yaşayıp deneyimleyerek ilerlemeyi tercih ediyor. Çünkü herkesin bir hikayesi olduğuna ve hikayelerin hemen değil, zamanla ortaya çıkacağına inanıyor. Peki ya onun hikayesi? Simge net bir duruşta, etkileyici bir aura’da, kısacası kusursuz olma yolunda karşımıza çıkıyor.

 GENEL YAYIN YÖNETMENİ VE RÖPORTAJ: SALİH DEVRİM

 Bazen etrafımızda gelişen olayların akışı oldukça hızlı olabiliyor. İyi ya da kötü fark etmez; yaşadıklarını sindirebildiğin, geçmişi düşünüp ona göre geleceğe yön verdiğin bir dönemde misin? Neler hissediyorsun şu sıralar; akışa teslim mi, kontrollü bir ilerleyiş mi?

Şu sıralar kontrollü bir şekilde akışa teslimim diyebilirim. Hayat her zaman bizim planladığımız gibi gitmiyor; bazı şeyler senin dışında gelişiyor ve o anlarda teslim olmayı öğreniyorsun. Ama tamamen kendini boşluğa bırakmak da bana göre değil. Ben genel olarak kendi işinin kontrolünü elinde tutmayı seven biriyim. “Kontrol neydi?” diye sorsan, benim için bu: Teslim olurken bile bilinçli kalmak. Yani evet, bazı şeylerin akmasına izin veriyorum ama o akışta savrulmuyorum. Yönümü, niyetimi, sınırlarımı biliyorum. Geçmişe dönüp baktığımda, bugün geldiğim noktada kendimi çok daha farkında hissediyorum. Daha temkinliyim, daha kontrolcüyüm ama bu beni sıkıştıran bir şey değil; tam tersi, daha huzurlu hissettiriyor. Ne yaptığımı, neyi neden yaptığımı biliyorum. Şu an hayatımda ilk kez bu kadar netim.

Dijitalleşmeyle beraber ortaya çıkan personalarla da karşılaşıyoruz. Gerçeklikten uzak da olsa; isteyen istediği gibi görünebiliyor. Resmen algılarla oynanılan bir arena. Senin de bu arenaya katıldığın oluyor mu?

Açıkçası ben algılarla oynadığımı düşünmüyorum. Yani bir ‘‘persona’’ yaratmak gibi bir çabam hiç olmadı. Sahnedeki benle gündelik hayattaki ben arasında ufak farklar olabilir ama o da doğaldır zaten. Özünde değişen bir şey yok. Ben doğal bir kadınım. Sosyal medyada da, günlük hayatta da, sahnede de hep aynı kişiyim. Olduğum gibiyim. Gerçekliğimi bozmadan, kendim olarak kalmak bana iyi geliyor. Çünkü inanıyorum ki insanlar artık ‘gerçek’ olanı görmek istiyor. Rol yaparak bir yere kadar gidebilirsiniz ama samimiyet her zaman bir adım öndedir. Yani kısacası; bu dijital arenaya katıldığım oluyor ama başka biri gibi davranarak değil, gerçek simge olarak!

 

Herkesin bir duruşu vardır aslında; iyi ya da kötü, gerçek ya da sahte. Hayatına yeni giren insanları analiz ettiğinde yanılabiliyor musun, yoksa ilk görüşte tanımlayabilenlerden misin?

Ben duygularımı herkese aynı mesafede açan biriyim. Karşımdaki insan kim olursa olsun, önce kendi dengemi koruyarak yaklaşırım. Ama şu da bir gerçek: İlk görüşte her şeyi anlayanlardan değilim. Zamanla tanımayı, zamanla çözmeyi tercih ediyorum. Çok fazla sorgulayan biri değilim; daha çok güvenen taraftayım. Biri hayatıma girdiğinde onu analiz etmektense, önce deneyimlemek isterim. O ilişki nasıl şekillenecek, nereye evrilecek, gerçek mi sahte mi… bunları süreç içinde anlamaya çalışırım. Belki bu yüzden bazen yanıldığım da oluyordur ama bu da hayatın bir parçası. Ben anlamayı seçiyorum. Yargılamadan, kategorize etmeden, biraz yaşayıp görerek ilerliyorum. Çünkü herkesin bir hikâyesi var. Ve o hikâyeyi hemen değil, zamanla duyabiliyorsun.

Mesleğini, ikili ilişkilerini, rutinlerini, kısacası her şeyi bir kenara bırakıp arınma olarak nitelendirdiğin anlarda nasıl bir kişiliğe bürünüyorsun?

Aslında ben bir kişiliğe bürünmüyorum. Çünkü zaten hep aynı yerdeyim. İşim, tempom, ilişkilerim, sosyal hayatım bir kenara çekildiğinde elbette daha sakin, daha dingin, daha içe dönük bir halim oluyor ama bu farklı bir kişiliğe geçmek değil… Bu sadece öz halime dönmek.

Ben yine aynı Simge’yim. Sahnedeki, stüdyodaki, evdeki ya da tatildeki Simge arasında derin farklar yok. Sadece biraz sessizleşiyorum. Kendime daha çok kulak veriyorum. O kadar. Ama özü değişmeyen bir ben var. Ve bu dengeyi korumak, bu ‘‘aynı kalabilme’’ hali; bana en büyük konforu sağlıyor

Karmaya inanır mısın; bazen kurduğumuz bir cümlenin, keskin konuştuğumuz bir konunun geri dönüşü olabiliyor. Dikkat ettiğin bir durum mu?

Evet, karmaya inanıyorum. Ve sadece ona değil, kelimelerin gücüne de inanıyorum. Çünkü gerçekten söylediğimiz her şeyin bir enerjisi var. Bu enerjiyi küçümsememek gerekiyor. Bazen ağzımızdan çıkan bir cümle, tahmin bile edemeyeceğimiz şekilde geri dönebiliyor.

Ben de bunu hayatımda defalarca deneyimledim. O yüzden cümlelerime çok dikkat ediyorum. Negatif söylemlerden uzak durmaya çalışıyorum. Daha olumlu düşünerek, pozitif kalmaya gayret ediyorum çünkü bunun sadece beni değil, çevremdeki herkesi etkilediğini fark ettim. Kısacası, ne düşünüyorsak oyuz, ne söylüyorsak onu yaşıyoruz gibi geliyor bana.

 

Devamını Oku

WILMA ELLES 4. KEZ ANNE OLUYOR!

WILMA ELLES 4. KEZ ANNE OLUYOR!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ünlü oyuncu ve sunucudan müjdeli haber: “6 aylık hamileyim…”

Başarılı oyuncu ve sunucu Wilma Elles, 4. kez anne olmaya hazırlanıyor. Müjdeli haberi ilk kez Dream Türk ekranlarında yayınlanan “50Fifty” programında duyuran Elles, 6 aylık hamile olduğunu açıkladı. Programın yapımcısı Suat Yanç’a özel açıklamalarda bulunan güzel oyuncu, bu mutluluğunu ekran başındaki izleyicileriyle paylaştı.

Moda ve televizyon dünyasında aktif rol almaya devam eden Wilma Elles, aynı zamanda yeni bir televizyon projesiyle ekranlara dönüyor. Almanya’da yayınlanan “My Style Rocks” adlı moda yarışmasının Türk formatı olan “İşte Benim Stilim”in yeni sunucusu olarak izleyici karşısına çıkan Elles, kariyerindeki bu yeni başlangıcı annelik sevinciyle taçlandırdı.

Programın yayınlandığı Almanya’nın önde gelen televizyon kanallarından SPORT1, projede güçlü bir jüri kadrosunu da ağırlıyor. Jüri koltuğunda, dünyaca ünlü modacı Harald Glööckler, stil ikonu ve medya kişiliği Natascha Ochsenknecht ile uluslararası moda editörü Sandra Bauknecht yer alıyor.

Wilma Elles, Türk vatandaşlığına geçtikten sonra Mücella Elles adını almıştı. 2015 yılında dünyaya getirdiği ikizleri Milat ve Melodi ile anneliğe adım atan oyuncu, 2022 yılında Avukat Mehmet Şah Çelik ile evlenmiş ve bu evlilikten Tiara Manolya adını verdikleri bir kız çocuğu sahibi olmuştu.

“My Style Rocks” programında hamile olduğunu ilk kez dile getiren Elles, hamileliğinin detaylarını ise sadece “50Fifty Magazine”e verdiği röportajda açıkladı:
“Evet, 6 aylık hamileyim…”

Wilma Elles’in bu mutlu haberi, hem kariyerinde hem de özel hayatında yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Dördüncü kez anne olmaya hazırlanan Elles’in bu özel yolculuğu, sevenleri arasında büyük sevinç ve heyecanla karşılandı.

​​​​​​​

Devamını Oku

BERKAY ROPORTAJI

BERKAY ROPORTAJI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sahne ışıkları üzerine düştüğünde, farklı hisleri aynı anda yaşadığımız bir an başlıyor. Notaların etkisi, yaşanmış anıları ifade eden kelimelerle buluştuğunda benzersiz bir ambiyansı ortaya çıkarıyor. Berkay, müzikle örülü peleriniyle uzun yıllardır yüksek uçuşta devam ediyor.

 RÖPORTAJ SALİH DEVRİM

Yoğun bir tempoda olduğunu biliyoruz ama yine de içinde bulunduğun dönemi senden de duymak isteriz. Nasıl hissediyorsun, neler yapıyorsun şu sıralar?

İçinde bulunduğumuz dönemi müzikal açıdan değerlendirecek olursak pek iyi şeylerin üretildiğini düşünmüyorum. Bence yapay zekayla birlikte müzik yapan, şarkı söyleyen insanların işleri kolaylaştı. Gerçekten üretim yapan insanların duygularının, ruhlarının ve emeklerinin hiçe sayıldığını düşünüyorum. Şu an birçok insan beat satın alıp yanlış akorlarla melodiler söyleyip bir şey üretmeye çalışıyorlar. Tabii ki bunu herkes için söylemiyorum, az da olsa işini layığı ile yapan birçok kişi de var. Sadece müzikal açıdan eskisi gibi iyi müzisyenlerin yetiştiğini düşünmüyorum, zaten her şey gözümüzün önünde gerçekleşiyor ve görüyoruz. Toplumsal olarak değerlendirirsek de herkesin kırgınlıkları ve hayat zorlukları içinde olduğu bir dönemdeyiz şu an. En başta kendi ülkem olmak üzere herkes için birçok şeyin iyileşmesini ve düzene girmesini temenni ediyorum. Genelde insanlarda bir mutsuzluk ve umutsuzluk hakim olduğunu görüyorum ama mutluluk ve umut her zaman bize gerekli olan iki duygu.  Her şeyin iyi olacağına çok eminim ve umutluyum.  Konserlerime ve üretmeye devam ediyorum. Şu anda yeni bir albüm üzerinde çalışıyorum ve yazın iki single daha çıkacak. Kızlarımla vakit geçiriyorum, son altı ay içinde birlikte güzel tatiller yaptık. Onların her anına tanık olmak benim için muhteşem bir his.

Çoğu zaman duygularımıza tercüman olsun diye şarkılara sığınıyoruz. Sen nasıl bir liman yaratıyorsun insanlara ya da sen nasıl bir limana sığınıyorsun, nelerle kendini besliyorsun?

Aslında benim sığındığım liman sanırım herkese sığındığı liman ile aynı. İnsanlar hep ailesine ve sevdiklerine sığınır, ben de aynı şekilde onlara sığınıyorum. Onlarla dertleşiyorum, onların acılarını dinliyorum, kendi acılarımı ve dertlerimi anlatıyorum. Olabildiğince paylaşmaya çalışıyorum.  Zaten hayat da paylaştığında güzel değil midir? Neye sahip olursan ol, yapayalnız olduğun sürece sahip olduğun şeylerin bir önemi, bir değeri yok. Bu yüzden benim limanım ailem ve arkadaşlarım.  Bu beni manevi olarak besliyor ve onların yanında olma hissi bana ayrı bir güç veriyor.

Çoğu sanatçı artık albüm çıkarmak yerine yılda 1 şarkı çıkararak seneyi kapatıyor. Yine başka bir konu; eskiden 3-4 dakikalık şarkılar şimdi 2 dakikaya düştü. Bu konuda ne düşünüyorsun?

Aslına bakarsanız single çıkartmak ticari açıdan daha mantıklı şu an çünkü dinleyiciler eskisi gibi bir albümü bir yıl boyunca dinlemiyor. Çok kısa sürede albümler tüketilebiliyor ve maliyeti de çok fazla oluyor. Yeni işler yapan arkadaşlarımızın birçoğu albüm yapmanın çok maliyetli olduğunun farkında oldukları için tekli şarkılar sunuyorlar. Günümüze uyum sağlayabilmek adına biz de yılda 3 veya 4 single veriyoruz. Fakat bana alışmış kitlemin benden albüm beklentisi de oluyor, bu yüzden iki yılda bir albüm mutlaka yapıyorum. Yeni nesil daha hızlı tükettiği için albüm fikri o kadar cazip görünmüyor ve yapamıyorlar.

Denenmemişi denemek isteyen bir nesil geliyor. Çoğunun hedefi dünyaya açılmak. Hepimiz destekliyoruz tabii ama gerçekçi bir perspektiften baktığında neden şimdiye kadar bir dünya starı çıkaramadık sence?

Dünya starlarının yetiştirilme tarzlarına baktığımızda çok küçük yaşlarda sanatın her dalıyla ilgilendiklerini görebiliyoruz. Dans ediyorlar, enstrüman çalıyorlar, sahne tecrübesi ediniyorlar, işin teorik ve pratik kısmını öğreniyorlar, ses eğitimi alıyorlar. Dikkat ederseniz hepsi yirmili yaşlarında dünya starı olmuş oluyorlar. O kadar birikimli oluyorlar ki genelde çıkış yaptıklarında insanların çoğu onları beğeniyor. Örneğin Britney Spears ve Justin Timberlake ikilisinin küçük yaşta sahne paylaşmışlığı var. Bir şeyler öğrenmeye, hazırlanmaya genç yaşta başlamaları da bir şans ve dünya starı olmalarında bir etken. Mesela bizim Harbiye konserlerimizde sabaha karşı beş civarı sahne bize teslim ediliyor, yaklaşık 12 saat içinde konserlere hazırlanmaya çalışıyoruz. Aslında iki gün önceden bize zaman ve alan verilse belki biz de çok daha iyi bir sahne sunabiliriz. Biz en kısa zamanda en iyi şeyleri yapmaya çalışıyoruz, dünya starları ise belki de beş gün öncesinden hazırlıklarına başlıyor. Dünya starları için oluşturulan alan bizim ülkemizde pek oluşturulamıyor.

Sektörde sanatçıların birbirine karşı bir desteği varmış gibi görünse de bazen o desteklerin sonrasında hayal kırıklığı yaşanıyor. Seni iki yüzlü davranışlarıyla yanıltanlar oluyor mu?

Sektörden çok fazla tanıdığım arkadaşım var ama anı paylaştığım çok az arkadaşım var. Ben de birkaç kere benzer şeyler tecrübe ettim fakat uzun süredir bu tarz şeylerle karşı karşıya kalmıyorum. Artık kendime ait duvarlarım var ve o duvarların içinde çok sevdiğim arkadaşlarım var; hem sektörden hem sektör dışından. Her konuda daha temkinliyim. Herkesin kalbi kırılıyor, herkesin canı sıkılıyor, insan kırıldığı yerden belki birkaç kez daha kırılıyor. Sadece alışkın olduğun için ve beklediğin için bu duruma daha hazırlıklı oluyorsun. O yüzden benim kendi duvarlarım, kendime ait bir dünyam var ve içindeki insanlar ile çok mutluyum.

 

 

Devamını Oku

SİMGE’DEN YAZA DAMGA VURACAK YENİ ŞARKI: “MUCİZE”

SİMGE’DEN YAZA DAMGA VURACAK YENİ ŞARKI: “MUCİZE”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk popunun zirvedeki ismi Simge, yeni şarkısı “Mucize” ile listelere iddialı bir giriş yaptı!

Arka arkaya çıkardığı hit parçalarla ve müzik listelerindeki sarsılmaz konumuyla gündemden düşmeyen Simge, yeni şarkısı “Mucize” ile bir kez daha adından söz ettiriyor.

Sözü ve müziği Selim Siyami Sümer’e, düzenlemesi ise Ozan Bayraşa’ya ait olan “Mucize”, Simge’nin uzun zamandır üzerinde çalıştığı yeni albümünün de habercisi niteliğinde. Şarkının çarpıcı klibi, yönetmen Melih Kundakcıoğlu imzası taşıyor.

Spotify’da aylık 7 milyon dinleyiciye ulaşarak Türk müzik piyasasında rekor kıran Simge, dijital platformlardaki yükselişini hız kesmeden sürdürüyor. “Mucize” ile sadece listeleri değil, müzikseverlerin kalbini de fetheden başarılı sanatçı, Türk popundaki tartışmasız tahtını bu yeni çalışmasıyla bir kez daha tescilliyor.

Simge, “Mucize” ile bu yazın en çok konuşulan ismi olmaya hazırlanıyor.

Devamını Oku