AÇIK
SABAHA KALAN SÜRE
23 Haziran 2025 Pazartesi
Başarılı yazar ve eğitmen Selin Alptekin, yeni kitap çalışmalarına başladığını duyurdu. Daha önce yayımladığı dört kitapla geniş bir okuyucu kitlesine ulaşan Alptekin, yaşanmış olayları hikâyeleştirme konusundaki ustalığıyla edebiyat dünyasında dikkatleri üzerine çekmişti. Aynı zamanda eğitmen kimliğiyle de birçok insanın hayatına dokunan Alptekin, yeni projesiyle okuyucularını hem duygusal hem de düşündürücü bir yolculuğa davet ediyor.
Adana’da başlayan yazarlık serüvenini Türkiye’nin birçok noktasına taşıyan Alptekin, yeni kitabında da yaşanmış hikâyelere yer verdiğini ve bu hikâyelerin birer umut ışığı olmasını hedeflediğini ifade etti. Gerilim ve polisiye unsurların da yer alacağı yeni eserinde okuyucuyu sürükleyici bir öykü bekliyor.
Selin Alptekin Kimdir?
Adana doğumlu olan Selin Alptekin, deneme ve kişisel gelişim türlerinde kaleme aldığı eserlerle tanınıyor. İşletme ve psikoloji alanlarında eğitim alan Alptekin, aynı zamanda psikoloji uzmanı ve eğitmendir. Kişisel gelişim ve danışmanlık alanlarında birçok sertifikaya sahip olan Alptekin, aynı zamanda eğitim ve sertifika verme yetkisine sahiptir. Türkiye genelinde çeşitli kurum ve kuruluşlara danışmanlık hizmetleri sunan Alptekin, hem akademik hem de bireysel gelişim alanında önemli katkılar sağlamaktadır.
Yeni kitabıyla edebiyat dünyasına güçlü bir dönüş yapmaya hazırlanan Selin Alptekin, yine okuyucularının hayatına ilham olmaya geliyor.
İş dünyasının saygın isimlerinden Volkan Şahin Demirkaya ve zarif eşi Nilüfer Demirkaya, Sinan Engin’in kızının Çorum’da gerçekleşen görkemli düğün törenine katıldı.
Sanat, medya, televizyon ve spor camiasının önde gelen isimlerini bir araya getiren bu özel gece, son dönemlerin en geniş katılımlı düğünü olarak dikkat çekti. Gecede sahne alan ünlü sanatçı Sibel Can ise performansıyla davetlilere unutulmaz anlar yaşattı.
Geceye şıklıklarıyla damga vuran çift, konukların ilgi odağı oldu. Nilüfer Demirkaya zarafeti ve naifliğiyle beğeni toplarken, Volkan Şahin Demirkaya ise tarzı ve karizmasıyla göz doldurdu.
Çorum’un ev sahipliği yaptığı bu unutulmaz düğün, uzun süre konuşulacağa benziyor.
Türk pop müziğinin sevilen ismi Burak Kut, önceki akşam Levent’te gerçekleşen özel bir gecede sahne aldı. Konser öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kut, müzik kariyerindeki 30. yılını kutladığını belirterek Türkiye turnesi müjdesini verdi.
“Böyle kalabalıkların karşısında şarkı söylemek hep heyecanlı. Kariyerimin bu döneminde tüm şarkılarımı ezbere söyleyen insanlarla aynı ortamda olmak beni çok mutlu ediyor” diyen sanatçı, 30. yılına özel olarak Türkiye’nin dört bir yanında konserler vereceğini duyurdu. “Çok hızlı geçti yıllar ama dolu dolu geçti. Sevenlerim beni hiç yalnız bırakmadı” ifadelerini kullandı.
Yaz konserlerinin tatil fırsatı sunduğunu belirten Burak Kut, ailesiyle geçirdiği zamanlara da değindi. “Yazlık yerlere konsere gittiğimizde birkaç gün tatil yapabiliyoruz. Çocuklarım istiyor diye daha fazla gitmeye çalışıyoruz. Eşim de ben de çok tatilci değilizdir aslında ama çocuklar isteyince bol bol gidiyoruz” dedi.
90’lı yıllarda müzik piyasasına damga vuran Burak Kut, günümüz müzik dünyasına dair de samimi açıklamalarda bulundu. “Dijital çağda üretim çok ama çok daha fazla. Bu yüzden yeni arkadaşlara kolaylıklar diliyorum, çünkü hiç kolay değil artık. Kaliteli eserlerin sayısı azalsa da, hâlâ çok iyi işler yapılıyor. Gençlere tavsiyem üretmeye devam etmeleri. Ne kadar çok üretim olursa o kadar geniş bir yelpazeye ulaşılır” dedi.
Sanatçılara yönelik kıyaslamaların dinleyici tarafından yapılması gerektiğini belirten Kut, “Ben hedef göstermeyi tercih etmiyorum. Bu biraz toplumsal bir konu. Her tür müziğin iyi yapılmış halini dinlemeye çalışıyorum” diye konuştu.
Basın mensuplarının gençlik sırlarını sorması üzerine ise Kut esprili bir yanıt verdi: “Ben estetiğe karşı değilim, zaten eşim bu işi yapıyor. Kendime dikkat ediyorum ama takdiri ilahi diyorum buna. Artık çok da yormuyorum kendimi. Genetik avantaj da var tabii” diyerek gülümsedi.
Mobil uygulama geliştirme alanında adını hızla duyuran genç yazılımcı Mert SALIK, Flutter ekosistemine kazandırdığı yenilikçi katkılarla teknoloji dünyasında dikkatleri üzerine çekiyor.
Özellikle pub.dev platformu üzerinden yayınladığı kütüphane ile yazılım geliştiricilere büyük kolaylıklar sunan SALIK, performans ve kullanıcı deneyimini önceliklendiren projeleriyle açık kaynak camiasında geniş yankı uyandırıyor. Geliştirdiği araçlar, geliştiricilerin iş akışlarını optimize ederken, Flutter ile çalışan ekipler için zamandan tasarruf sağlayan önemli çözümler sunuyor.
Mobil yazılım alanındaki başarılarıyla yetinmeyen Mert SALIK, aynı zamanda Yapay Zekâ (AI) ve Büyük Dil Modelleri (LLM) üzerine de yoğunlaşmış durumda. Geniş veri setleri üzerinde gerçekleştirdiği analizler ve modelleme çalışmaları, onu yalnızca bir yazılım geliştirici olmanın ötesine taşıyarak yapay zekâ çağının yeni nesil mimarları arasında konumlandırıyor.
Flutter Geliştirmeleri:
Açık kaynak dünyasında büyük ilgi gören kütüphane ve araçları, Flutter geliştiricilerinin verimliliğini artırıyor.
Yapay Zekâdaki Öncü Adımlar:
LLM veri setleri üzerinde yaptığı analizler, yapay zekânın gelişimi adına heyecan verici perspektifler sunuyor.
İlham Veren Çözümler:
Gerek yeni başlayanlar gerekse profesyonel yazılımcılar için örnek teşkil eden projeleri, ilham kaynağı olmayı sürdürüyor.
E-posta: codermert@bk.ru
GitHub: @codermert
Teknoloji dünyasında bazı isimler yalnızca kod yazmakla kalmaz, aynı zamanda geleceği şekillendirir. Mert SALIK da bu vizyoner geliştiricilerden biri olarak öne çıkıyor. Yazılım ve yapay zekâya ilgi duyan herkesin radarında olması gereken bir isim.
Son dönemlerde kamuoyunun gündemine oturan Nihal Candan’ın tutukluluk sürecinde anoreksiya nevroza hastalığına yakalanması, yeme bozukluklarının ardındaki psikolojik dinamikleri yeniden tartışmaya açtı. Uzman Klinik Psikolog Nur Ela Aşar, anoreksiyanın yalnızca bedensel değil, derin bir ruhsal çöküşü temsil ettiğini belirterek önemli uyarılarda bulundu.
Nur Ela Aşar’a göre anoreksiya, sanıldığı gibi bir güzellik ideali uğruna değil, bireyin görünmezliğe mahkum edildiği bir dünyada yeniden görünür olma çabasıyla başlıyor. “Bu hastalıkta asıl mesele yemek değil, benliktir” diyen Aşar, anoreksiyanın beyinde başlayıp etkilerini beden üzerinde gösterdiğini vurguluyor.
Hapishane Koşulları ve Kontrol Kaybı Anoreksiyayı Tetikliyor
Nihal Candan örneği üzerinden değerlendirmelerde bulunan Aşar, tutuklu bireylerin tüm yaşam alanlarının sınırlandığı ortamlarda beden üzerinde kontrol kurma arzusunun arttığını ifade etti. “Ne zaman uyanacağınızdan ne giyeceğinize kadar her şeyin belirlendiği bir dünyada, insanın kontrol edebileceği tek alan bedeni kalır. Kilo kaybı burada bir özgürlük hissine dönüşebilir” diyen Aşar, anoreksiyanın bu bağlamda pasif bir cezalandırma ve varoluşu yeniden inşa etme aracı haline gelebildiğini aktardı.
Yemeği Reddetmek, Suçlamaları Reddetmenin Simgesi
Aşar’a göre anoreksik birey için yemek yememek bir savunma biçimidir. “Zayıflamak, arınmak ve kontrolü tekrar ele almak anlamına gelir” diyen uzman psikolog, medyada özgüvenli ve estetik algısı yüksek bir figür olarak tanınan Nihal Candan’ın yaşadığı ani statü kaybının, benliğinde ciddi bir yaralanmaya neden olmuş olabileceğini belirtti.
Tedaviye Neden Direnç Gösteriliyor?
Uzman Klinik Psikolog Nur Ela Aşar, anoreksik bireylerin büyük bir kısmının tedaviye gönülsüz yaklaştığını veya süreci yarıda bıraktığını ifade etti. “Zayıflık onlar için bir başarı, bir varlık alanıdır. Açlık beynin işleyişini bozar; serotonin ve dopamin üretimi azalır, düşünsel yetiler körelir, içgörü kaybolur. Artık ölüm bile fark edilmez hale gelir” diyerek tedavi süreçlerinde karşılaşılan zorluklara dikkat çekti.
Anoreksiyanın sadece fiziksel değil, aynı zamanda ağır bir psikolojik hastalık olduğunu hatırlatan Aşar, bu tür durumlarda uzman desteğinin ve çevresel anlayışın hayati önem taşıdığını vurguladı.