Güzel oyuncu Ceyda Ateş Toplusoy MAG Nisan sayısına kapak oldu. Florida’nın Palm Beach kentinde gerçekleşen sıcacık kapak çekiminde birbirinden özel açıklamalarda bulunan Ceyda Ateş Amerika’daki yaşamını anlattı.
“Hayattan keyif alacağımıza, beraber her şeyin, üstesinden geleceğimize inanıyoruz.”
“Birbirimizin hobilerini denemekten keyif alıyoruz; ama en önemlisi, kimseye ihtiyaç duymadan sadece ikimiz çok eğleniyoruz.”
“Biz gezmeyi, keşfetmeyi çok seven insanlarız.”
““Son Dilek” anlamı ve önemi büyük, çok güzel bir hikâye ve sosyal mesajı çok olan bir proje.”
“Evde hep “Keşke Atatürk’ün döneminde yaşasak…” diye konuşuruz.”
“Modayı takip ederim ama kendime yakıştırmadığım bir şeyi de moda diye gardırobuma dahil etmem.”
“Adını Feriha Koydum” dizisi ile akıllara kazınan ve “Son Dilek” filminde izleyenlere duygu yüklü anlar yaşatan güzel oyuncu Ceyda Ateş, lise okumak için Türkiye’den ayrılarak yurt dışında eğitimini tamamlayan mimar ve iş insanı Buğra Toplusoy ilk tanışmalarından, çocukları Talia’dan kendi çocukluklarına kadar pek çok merak edileni MAG Nisan sayısında anlattı. “Hayatımda en çok Atatürk’ü yakından görmek isterdim, cumhuriyetin ilanını mecliste canlı canlı dinlemek isterdim.” diyen güzel oyuncu Amerika’daki yaşamlarını anlattı. “Amerika’da yaşam benim için çok keyifli” açıklamasında bulunan Ateş sözlerine şöyle devam etti: “Yaşadığım bölge hep yaz ve güneşli. Bu durum da bana huzur veriyor. Çocukluğumdan beri, setlerden dolayı şehir dışında çalıştığım için bir yere alışmak bana hep kolaydı. Bulunduğum yerin kabuğuna hemen bürünebiliyorum, çünkü mutlu olmaya bakıyorum ve bu düşünce de olduğum yere tutunmamı sağlıyor. Amerika benim çocukluk hayalimdi ve oldu. Tabii ki Türkiye’yi özlüyorum; ailemi, arkadaşlarımı, alıştığım çevremi, işimi… Her ne kadar işim için gelip gitsem de bazı aktivitelerde bulunamıyorum, aklım kalıyor, günün sonunda huzurlu olmayı seçiyorum ve huzurluyum. Özlemini duyduğum kısımlarda gideriyorum; en azından artık görüntülü konuşma var. Ya olmasaydı?”
Türkiye’den, lise okumak için on beş yaşında ayrılan Buğra Toplusoy ise şunları söyledi: “Dolayısıyla hayatımın yarısından fazlası ülkemden uzakta geçti. Alışma sorunu yaşamadım, tabii ki çok özlediğim şeyler var ama genel olarak hayatın akışından, yaşadığımız bölgeden çok memnunum.”
Son olarak “Son Dilek” filmi ile kameralar karşısına geçen güzel oyuncu “Benim için anlamı ve önemi büyük, çok güzel bir hikâye ve sosyal mesajı çok olan bir proje. Anne ve kızın hikâyesi herkesi ağlatacak ve insanlara kendini sorgulatacak. Ayrıca oyunculuğuma çok katkısı oldu. Dramda gösterdiğim yerlerden biri olacak. Okuduğum projeler var; hem sinema hem dizi. Umarım kısa zamanda tekrar bir projede olacağım. Genelde Amerika’dayım diye bıraktığımı düşünüyorlar ama öyle bir durum yok. Bu sene biri dijital, üç sinema filmi yaptım. Bırakmış halim buysa, artık bir şey demiyorum! Dizi setlerini çok özledim; en kısa zamanda görüşeceğiz. İşimi o kadar çok seviyorum ki bu yüzden bazen proje konusunda yanlış adımlar attım, yanlış kararlar verdim. Bundan dolayı artık daha sık düşünüyorum, doğru olduğuna inandığımı yapacağım. Eski düşüncede olsaydım, çok projeyi kabul ederdim sette olmak için ama artık yapmıyorum bu hatayı” dedi.
GÜNDEM
23 Kasım 2024MAGAZİN
23 Kasım 2024MAGAZİN
23 Kasım 2024MAGAZİN
23 Kasım 2024