HAFİF YAĞMUR
SABAHA KALAN SÜRE
İç mimarlığın yalnızca teknik bir alan değil, aynı zamanda güçlü bir sanat formu olduğunu vurgulayan İç Mimar ve Çevre Tasarımcısı Özlem Yeşilyurt, mekân tasarımına dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Yeşilyurt’a göre iç mimarlık, yaşam alanlarını dönüştürmenin ötesinde; insanın duygularına, alışkanlıklarına ve estetik algısına hitap eden çok yönlü bir sanat dalı.
İç mimarlığın bir mekânın yalnızca fiziksel düzenlemesiyle sınırlı olmadığını dile getiren Özlem Yeşilyurt, “Sanat; insanın duygularını, düşüncelerini ve hayallerini estetik bir biçimde ifade etmesidir. Bu ifade biçimi mekânlarda da kendini bulur. İç mimarlık tam da bu noktada devreye girer; çünkü bu meslek sadece teknik bilgiyle değil, sanatsal bir bakış açısıyla anlam kazanır” sözleriyle mesleğin sanatsal yönüne dikkat çekti.
Yeşilyurt’a göre her odanın bir amacı, her köşenin bir hissi vardır ve bu hissi yaratmak, yalnızca mobilya yerleşimi ya da renk seçiminden çok daha fazlasını gerektirir. Işık, doku, malzeme ve objelerin doğru kombinasyonu ile bir kompozisyon oluşturulduğunu belirten başarılı iç mimar, “Tıpkı bir ressamın tuvalde yaptığı gibi, mekânda da hikâye yaratmak gerekir” dedi.
Sanatın en güçlü yönlerinden biri olan yaratıcılığın, iç mimarlık mesleğinde belirleyici bir unsur olduğunu ifade eden Yeşilyurt, çağdaş iç mimarlık anlayışında bireyin yaşam tarzı, ruh hali ve beklentilerinin dikkate alındığını belirtti. “İç mimarın gözlem gücü, estetik anlayışı ve sanatsal birikimi, ortaya çıkan tasarımın niteliğini doğrudan etkiler” diyerek bu alandaki profesyonel duruşunu özetledi.
İç mimarlığın zamanla değişen sanatsal anlayışlardan beslendiğini söyleyen Yeşilyurt, geçmişin izlerini modern çizgilerle buluşturmayı tercih ettiğini ifade etti. “Zamansızlık hedefimdir” diyen Yeşilyurt, tasarımlarının bugünün ötesine geçerek geleceğe de ilham vermesini amaçladığını söyledi.
İç mimarlığın mimariyle sınırlı kalmadığını, grafik tasarım, heykel, tekstil sanatı ve endüstriyel tasarım gibi pek çok alanla iç içe olduğunu dile getiren Yeşilyurt, “Bir mekândaki özel bir duvar resmi, ışık oyunlarıyla desteklenen bir aydınlatma heykeli ya da yerel bir sanatçının seramik eseri, tasarımın yalnızca bir parçası değil; merkezî unsuru olabilir” dedi.
İç mimarlığın temel amacının kullanıcı deneyimini estetikle buluşturmak olduğunu belirten Yeşilyurt, “İyi tasarlanmış bir iç mekân yalnızca göze hitap etmez; aynı zamanda ruhu da besler” diyerek, empati ve yaratıcılığın iç mimarlık mesleğinde ne denli önemli olduğunu vurguladı.
Sözlerini “İç mimarlık yalnızca bir meslek değil; bir yaşam biçimi, bir bakış açısı ve bir sanattır” diyerek tamamlayan İç Mimar Özlem Yeşilyurt, her projesinde sanatla insan arasında köprü kurmayı amaçladığını belirtti. “İç mimar, mekânları dönüştüren bir heykeltıraş, duyguları renklendiren bir ressam ve yaşamın ritmini yakalayan bir bestecidir” ifadeleriyle, iç mimarlığın estetik gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.
GÜNDEM
17 Mayıs 2025MAGAZİN
17 Mayıs 2025MAGAZİN
17 Mayıs 2025MAGAZİN
17 Mayıs 2025