Haziran kapıyı çaldı, takvimler bir yaza daha merhaba dedi. 2025 yazı, hem içimizi hem de dışımızı ısıtan güneşiyle nihayet geldi. Uzayan günler, sabahın erken saatlerinde uyanan kuş sesleri, balkonlardan yükselen kahkaha sesleri ve çocukların sokağa taşan neşesi… Her biri, yaza yeniden kavuşmanın o tanıdık ama her defasında taze sevinci.
Bu yaz, sadece bir mevsimin başlangıcı değil; aynı zamanda kendimize verdiğimiz sözleri tutmak, yavaşlamak, dinlenmek ve belki de yeniden başlamak için bir fırsat. Geriye dönüp baktığımızda, yılın ilk yarısı çoğumuz için koşuşturmayla geçti. Haberlerin, gündemlerin, hedeflerin, kırgınlıkların arasında kaybolduk. Ama yaz geldi. Dur diyor. “Bir nefes al, başını kaldır ve gökyüzüne bak” diyor.
2025’in yazı bize ne getirir bilinmez ama biz ona ne katacağımızı şimdiden seçebiliriz. Belki bir sabah yürüyüşüne başlamak, belki sahaflardan alınan eski bir kitabı gölgede okumak, belki de uzun zamandır ertelediğimiz dostlukları yeniden yeşertmek… Ne olursa olsun, bu yazda kendimize ait küçük bir alan açmak elimizde.
Küresel sorunlar, iklim değişiklikleri, ekonomik sıkıntılar — evet, hepsi gerçek. Ama umut da gerçek. Ve umut, bazen bir yaz akşamında denize karşı susarak yan yana oturmakta saklıdır. Bazen de kavurucu güneşte dondurması eriyen bir çocuğun gülümsemesinde.
Yaza merhaba derken, kendimize şunu sormanın tam zamanı: Bu yaz, hangi anıyla hafızama kazınsın istiyorum? Hangi duyguyu, hangi kokuyu, hangi sesi yıllar sonra hatırlamak isterim?
Haydi, 2025 yazını birlikte anlamlandıralım. Sıcak günlerin ardına serin umutlar bırakalım. Güneşe, denize, rüzgâra ama en çok da kendimize selam verelim.
Hoş geldin yaz. Hoş geldin umut.
GÜNDEM
13 Haziran 2025MAGAZİN
13 Haziran 2025MAGAZİN
13 Haziran 2025MAGAZİN
13 Haziran 2025BEDİA AKARTÜRK’ÜN HAYATINDAN İLHAMLA TASARLANAN KIYAFETLER PODYUMDA
MATEMATİK DAHİSİ MİRAÇ ÖZTÜRK, EŞME BİLSEM’İN GÖZDESİ OLDU
Dr. Mehmet Çelikel’den Medikal Estetikte Öncü Hizmet: Güzellikte Yeni Dönem
13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı